Prof. Dr. Serhat Erkmen terörizm ve Ortadoğu üzerine çalışmalarıyla tanınan bir isim. Kaleme aldığı son dört makalenin başlığı bile, neden İran’ın Erbil’e yönelik saldırısıyla ilgili kendisinin görüşüne başvurduğum konusunda fikir verecektir. Erkmen’in “2024’te Suriye’yi ne bekliyor: Göç, çatışma, diplomasi”, “Suriye’nin kuzeydoğusunda ayrılıkçılığa yeni bir adım”, “Ortadoğu’da kusursuz fırtına Irak’ta patlar mı?”, “Irak’ta yaklaşan fırtına: Yerel seçimler ve Kerkük” adlı kapsamlı makaleleri Fikirturu internet sitesinde yayınlandı. Daha Erbil saldırısı olmadan önce yakında Ortadoğu’nun kusursuz fırtınasının Irak’ta patlayabileceği tespitini yaparken Erkmen, Irak’taki seçim sürecine dikkat çekiyor ve şöyle diyordu; “Seçimlere çok az zamanın kaldığı Irak’ta dört ana çatışma hattında rüzgârlar toplanıyor. ‘Kusursuz fırtına’ yakın gibi. Bu fırtına koparsa şu anda onu durdurabilecek bir güç yok. Fırtına hepimizin gemilerini batırabilir…”
İran Devrim Muhafızları 15 Ocak gecesi Suriye’de İdlib’e, Kuzey Irak’ta Erbil’e balistik füzelerle saldırı düzenledi. Yapılan açıklamada, Suriye’de DEAŞ’ın, Erbil’de ise İsrail dış istihbarat teşkilatı MOSSAD’ın hedef alındığı belirtildi. Gerekçe “terörizm” olarak açıklandı ve “tehditleri caydırmak için yasal hakkın” kullanıldığı ifade edildi.
Türkiye etkisindeki son bölge
İran’ın Irak’ta Şii’ler üzerindeki nüfuzu artık bir realite. Peki İran’ın Kürtlerle ilişkisi bu realitenin neresine denk düşüyor. Erbil’de KDP’ye yakın bir ismin “İsrail bağlantıları” gerekçe gösterilerek verilmek istenen mesaj kime ve neye? Görüşüne başvurmak için aradığım Prof. Dr. Erkmen’e, sahada, hem de Erbil’de ulaştım. Erkmen, “Bu iş sadece İsrail işi falan değil. Açık bir biçimde Irak’ta İran’ın hakimiyetinin ilerletilebilmesi için inanılmaz bir güç mücadelesi var” dedi ve mücadelenin Türkiye’yi de içine aldığına işaret etti. Bir süredir Irak’ın farklı farklı etmenlerle karman çorman hale gelebileceğini anlatmaya çalışan Erkmen şunları söyledi:
“2024’te İran’ın Irak’taki en önemli hedefi, ülkenin kontrol edemediği yegane alanlarını da tekrar kontrolü altına almak. En önemlisi Erbil ve Duhok. Diğer yerlerin çok büyük bir kısmını ya doğrudan ya dolaylı olarak etkisi altına aldı. Bu bölge yani KDP’nin kontrolündeki bölge, Türkiye’nin etki sahasının kuvvetli bir şekilde sürdüğü son bölge. Burayı şimdi düşürmek istiyor. Aslında KDP’yi değil, bizim etkimizi, yani bu Türkiye ile İran arasındaki bölgesel mücadele.“
Hemen bu noktada Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın TBMM Genel Kurul’unda yaptığı bilgilendirmede açık açık saydığı ülke isimlerinin yanında bir de PKK ile ilişkisini Türkiye’nin gözüne sokmaktan çekinmeyen Bafel Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) olduğunu hatırlayalım. Türkiye’ye göre KYB, Süleymaniye’yi örgüte açan, teröristlere oturma izni veren, hastane hizmeti sunan, havalimanını üs haline getiren bir parti. Erkmen de sözlerini KYB – PKK ilişkisine getirdi ve şu hatırlatmayı yaptı:
“Biraz geriye gidip 1980’lerin sonunda, hatta 90’lı yıllardan itibaren, KYB ile PKK arasındaki ilişkinin nasıl hep İran güdümlü gittiğine, İran’ın burada KYB’yi Türkiye’ye karşı kullanırken nasıl PKK ile eklemlediğine, tarihine ve konjonktürüne bakılırsa, bu çok daha rahat anlaşılır hale geliyor. Burada şimdi bir seçim yapılacak, bu seçimin sonucunda bazı değişimler olabileceği de düşünülüyor.”
111 sandalyeli IKBY Parlamentosu için bir kaç kez ertelendikten sonra 25 Şubat’ta yapılması planlanan seçim, son gelen haberlere göre mayıs ayına ertelendi.
GÜNDEM
11 Aralık 2024SPOR
11 Aralık 2024GÜNDEM
11 Aralık 2024SPOR
11 Aralık 2024SPOR
11 Aralık 2024GÜNDEM
11 Aralık 2024GÜNDEM
11 Aralık 2024