1990’lı yıllar Türk pop müziğin altın çağlarıydı. Popüler müziğin üretkenlikte zirve yaptığı bu yıllarda, Cem Tosun ile Ali Tosun kardeşler, sıra dışı bir tarzla müzik sektörüne giriş yaparak, ‘Cemali’ adıyla 1995’te ilk albümünü çıkardı.
İmajlarıyla da kendilerinden söz ettiren iki kardeş, özellikle ilk albümlerinin de adını ‘Duymak İstiyorum’ ve ‘Şimdi Hayallerdesin’ şarkılarıyla hafızalarda yer edindi. Uzun yıllardır ABD’de yaşayan ‘Cemali’ ile konuştuk. Bir döneme damgalarını vuran şarkıcılarla müzikal yolculuklarını ve şimdiki hayatlarına dair sohbet ettik.
“MÜZİK KÖKENLİ BİR AİLEDEN GELİYORUZ”
Müzik tutkularının aileden geldiğini belirten Tosun kardeşler, sanat yolculuklarını şöyle anlattı: Müzisyen kökenli bir aileden geliyoruz dolayısıyla evde devamlı müzik çalardı. Bu nedenle de küçük yaşlarda müzikle ilgilenmeye başladık. Lise dönemlerimizde ağırlıklı olarak İngilizce sözlü şarkılar yazmaya başladık. Üniversite dönemlerinde ise elektronik müziğe merak sardık. David Bowie ve Brian Eno etkisiyle çıkan New Wave, Dark Wave, Industrial ve Goth gruplarını dinlemeye başladık. Aynı zamanda feyz aldığımız bu müzik tarzlarının Türkçe versiyonunu nasıl yapabiliriz arayışı içerisindeydik. Zamanla yazmış olduğumuz Türkçe şiirlerimizi de şarkı sözüne dönüştürerek beste ve aranje etmeye başladık.
Her insanı özel kılan unsurlar vardır, bizim yetiştiğimiz ortam da ise örneğin bir taraftan Joseph Campbell ile Noam Chomsky okunurken diğer taraftanda
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Edib Harabi ve Yunus Emre vardı; Nick Cave veya Skinny Puppy konserinden sonra eve dönerken arabada Neşet Ertaş dinleyebiliyorduk. Bu geniş yelpaze de çalışmalarımızda her zaman kendini gösterdi.
“YAPIMCILAR ZOR İKNA OLDU”
Ali Tosun ile Cem Tosun kardeşlerin müzik tutkusu, onları albüm çıkarmaya sevk etmiş ve ardından da İstanbul’un yolunu tutmuşlar. Başlarda kendi müzik tarzlarını yapımcılara benimsetmekte zorlandıklarını itiraf eden iki müzisyen, Burhan Şeşen ile Uluğbek Hekimoğlu’nun destekleriyle ilk albümlerini çıkarabildiklerini sözlerine ekledi.
‘Cemali’; “Yaklaşık 10 parçadan oluşan bir demo projesinin kayıtlarını San Francisco’da yaptıktan sonra İstanbul’a uçtuk ve plak şirketleriyle görüşmelere başladık. Pop müziğin gündemde olduğu bir dönemdi. Müzik yapım şirketleri yeni bir Tarkan veya Serdar Ortaç tarzında birilerini keşfetme peşindeydi. Soundumuz bu kategoriye uymadığından yapım şirketi bulmakta güçlük çektik. Demolarımızı dinleyen yapımcıların birçoğu tarzımızı pek bir yere konduramamıştı. O dönem Klip Müzik Yapım şirketinde müzik direktörü olan Burhan Şeşen ile aranjör Uluğbek Hekimoğlu’na demoları dinlettik ve her ikisi de çalışmalarımızı çok beğendi. Şeşen ile Hekimoğlu yapım şirketini zor da olsa ikna ederek ‘belli şartlar doğrultusunda’ sözleşme imzalamayı kabul ettiler” dedi.
“KLİBİ YAYINLAMAK İSTEMEDİLER”
Çıkış şarkıları; ‘Duymak İstiyorum’a siyah – beyaz bir klip çeken ‘Cemali’, başta yapım şirketinin bu klibe de karşı çıktığını söyledi. Türkiye’deki müzik sektörüne farklı bir giriş yapmak isteyen kardeşler, şunları ifade etti: O dönem Türkiye’de yapılan kliplerin çoğu gelişigüzel ve birbirinin kopyasıydı. San Francisco’da yapılan ilk albümün kayıtlarının ardından İstanbul’daki yapım şirketimizi arayıp ilk klibi de burada çekme talebinde bulunduk ve kabul ettiler. Amacımız ‘Film Noir’ ve ‘Fransız New Wave’ tarzında şiirsel bir klip çalışması ortaya koymaktı. Ayrıca Ali sinema yönetmenliği eğitimi aldığından tarz konusunda deneyimliydi. Senaryo konseptini oluşturduktan sonra, San Francisco sinema sektöründe çevremiz geniş olduğundan iyi bir ekiple siyah – beyaz sinema filmi formatında çekip ‘Duymak İstiyorum’ klibini bitirdik.
Şarkının ruhunu yakalayan yalın bir çalışma olmuştu. Ancak İstanbul’a döndüğümüzde durum farklı algılanmıştı ve yapım şirketindeki herkes şok içinde anlamsız bir klip olduğunu düşünüyordu. Hatta o dönemin çok ünlü bir klip yönetmenini davet ettiler ki izleyip fikir beyan etsin diye. Klip, başlar başlamaz yönetmen bize dönüp; “Bütçeniz mi yetmedi de siyah – beyaz çektiniz?” dedi. Şaka yapmadığını anlayınca siyah – beyaz sinema film stoğunun renkliden daha pahalı olduğunu ve estetik sebeplerden dolayı bu formatı kullandığımızı söyledik. “Burası Türkiye ve bu sizin çıkış klibiniz. Bunu televizyonlar yayınlamaz” dedi. Ardından yeni çektiği bir klibi örnek göstererek; “Gelin size buna benzer renkli bir klip çekelim” dedi. Şirketin başındakiler de bu olmaz yeni bir klip çekelim deyip tutturdular. Günlerce diretmelerimizin ardından yapımcımız istemeyerek ve hiçbir promosyon yapmadan klibi dağıtıma verdi. Parça ve klibin beklenmedik ilgi görmesinin ardından şirketinin CEO’ları “Şirketimiz, Türkiye’nin ilk siyah-beyaz sanatsal klibini San Francisco’da çekti” diye medyada demeçler vermeye başladılar.
“UNUTULMAYAN ŞARKILARIN SIRRI; SAMİMİYET”
İlk albümleri yaklaşık 500 bin satan müzisyen kardeşler; “1990’lı yıllarda üretilen müzikler hâlâ insanların hafızalarında. ‘Duymak İstiyorum’ ve ‘Şimdi Hayallerdesin’ şarkılarınız da bu eserlerden. Bu dönemde üretilen şarkıların sırrı sizce neydi?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: Sır, samimiyette… İçimizden geleni kendimizi kandırmadan ve korkmadan yansıtabilmekte yatıyor. Müzik bizim için bir tutku. İÇinde karekterimiz, düşüncelerimiz ve ruhumuzu samimiyetle paylaştığımız bir ritüel.
Sanırım bu samimiyettir her nesilden dinleyiciye hitap ediyor olabilmemiz. Ayrıca, nesil, yıl farkı görmeden müzikle insanlar arasında ruh köprüsü kurabilmek elbetteki çok güzel bir duygu. Bu şarkıları dinlerken dinleyicinin kendi kendisiyle ruh köprüsü kurabilmeleri muhteşem bir şey.
“KALİTE DÜŞTÜ”
‘Cemali’, bugünlerde Türkiye’de üretilen müzikle ilgili ise “Alternatif müzik yapan gruplar için arena daha da genişledi. Yelpaze çok daha genişledi, yeni sound ve tarzlar dahada renkli yaptı sektörü. Diğer taraftan ise sınırlı yapımcı bütçeleri ve hızlı tüketimden dolayı kalite düştü” dedi.
“Müzik bizim için kopamayacağımız bir tutku” diyen kardeşler; “Uzun yıllar Türkiye’de müzik yapmıyor olmamıza karşın müzikten hiç kopmadık. Focal Productions isimli yapım şirketimiz aracılığıyla söz, beste yazarak ve prodüktör olarak devam ettik” ifadelerini kullandı. Albüm hazırlığında olduğunu söyleyen kardeşler; yeni şarkılarıyla Türkiye’deki müzik sektörüne yeni bir soluk getireceklerinden emin olduklarını ifade etti.
ABD’DE RESTORAN İŞLETİYORLAR
Müzikal hayatlarının yanında şimdilerde San Francisco’da da restoran işleten kardeşler; “Müziğin yanı sıra diğer bir tutkumuz ise yemek kültürü oldu. Türk yemeklerinin yanı sıra Amerikan ve İtalyan mutfağı da ilgi alanımız. Bu tutkumuzun uzantısı olan bir de restoranımız var” dedi. Tosun kardeşler, müşterilerinin arasında Meta CEO’su Mark Zuckerberg’in olduğunu sözlerine ekledi.
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
18 Mayıs 2025SPOR
18 Mayıs 2025GÜNDEM
18 Mayıs 2025SPOR
18 Mayıs 2025SPOR
18 Mayıs 2025GÜNDEM
18 Mayıs 2025GÜNDEM
18 Mayıs 2025